17 Eylül 1954 tarihinde William Golding’in büyük yankı uyandıracak ilk romanı olan Sineklerin Tanrısı yayınlanmıştır. Sineklerin Tanrısı aynı isimle iki kez beyaz perdeye uyarlanmıştır.Kitap 1983 yılında nobel ödülüne layık görülmüştür. Kitap 3.Dünya Savaşında atom bombalarından korumak için aileleri tarafından uçakla güvenli bir yere gönderilen çocukları anlatmaktadır.Uçak kaza sonucu ıssız bir adaya düşer. Pilot ve tüm mürettebat ölmüş yalnız çocuklar hayattadır. Çocukları bir arada tutan bir deniz kabuğudur. Ralph aralarında yaşça en büyük çocuk olması ve güçlü bir yöneticilik özelliği bulunması nedeniyle çocukların lideri olur. Ralph adada hayatta kalmak ve yardım çağırmak için toplantılar yapar. Bu toplantılarda deniz kabuğu bir demokrasi simgesidir. Söz hakkı almak isteyen çocuklar deniz kabuğunu alıp fikirlerini söylerler. Jack ise demokrasiye inanmayan başına buyruk biridir. Tek merakı avlanmaktır. Jack’in niyeti iktidarı ele geçirmektir. Jack ilerleyen zamanlarda çocukları yanına çeker ve bir şiddet grubu oluşturur. Ralph ve kalan 4 çocuk ise adada bulunan yardım ateşini kontrol etmektedir.  Adada korku unsuru olan canavarı Jack ve grubu öldüremeyeceklerini anladıklarında avladıkları domuzun başını kazığa geçirip ormanda bırakırlar. Sineklerin bu kesik domuz başına üşüşmesiyle kitap ismini alır. Kötülüğün ve şiddettin simgesidir. Simon canavarın aslında ölen pilot olduğunu keşfeder. Gece karanlığında çocukları bilgilendirmek için yürürken Jack’in grubuna rastlar. Jack ve grubu Simon’ı canavar zannedip vahşice öldürürler. Kitap oldukça açık,sade ve yalın bir dille yazılmış. Bu kitap bi çocuk romanı değildir. Sineklerin Tanrısı herkesin okuması gereken bir başyapıttır.