Çoğu zaman çevremizden şunları duymuşuzdur “Yıllarca denedi en sonunda oldu.” yaa da “Çok çalıştı çabaladı asla pes etmedi ve başardı.” Çevrenizde bunları söyleyen anneniz babanız ya da bir öğretmeniniz olmamışsa dahi sosyal medyada motivasyon konuşmacılarından Thomas Edison’ un ampulü 1000. denemede bulduğunu duymuşsunuzdur. peki çalışmak bazılarımız için olağan bir durum iken neden bazılarımıza dünyanın en yorucu işi gibi gelir? neden bazılarımız çalışmaktan çikolata yemekten aldığı zevki alır gibi çalışır? Bazılarımıza ise bu duruma tam tersi olarak eziyet gibi gelir? Russel ise toplumun geneline karşı çıkarak ” Çalışmak abartılmış bir eylemdir.” der. Hatta Aylaklığa Övgü kitabında bireyin kendi ilgi alanlarına ayırdığı zamanın modern yaşam için gereklilik olduğunu belirtmiştir. Ayrıca İrade Terbiyesi kitabında sadece çalışmak da tembelliktir denir. Fakat burada önemli bir noktayı kaçırmamak gerekir. bahsedilen kötü durum sürekli çalışmaktır. Arada durup düşünmemektir. Neden çalıştığını bile bilmemektir. Hepimizin bildiği bilim insanlarının da çalışma planları bu doğrultuda ilerler. Örnek olarak Albert Einstein’ın günlük çalışma rutinini incelersek yürüyüş yapmaya, öğlen uykusunu almaya ya da arkadaşları ile sohbet edip tartışmalar içerisine girmeye de vaktinin olduğunu görebiliriz. Çok çalışmak elbette mühim bir meseledir fakat dikkat çektiğim şey hayatı unutmaktır. peki hayatı unutmak nedir? İki saatlik ders saatinin 15 dakikalık arasında kitap okumaktır mesela . Saatlerce çalışıp ne çalıştığının üzerine bile düşünmemektir. Ailenle oturup limonlu çay içmemektir ya da Kendinden başka birinin gününü merak etmemektir. Çalışmak hayatı hissedince çok gerekli bir eylem ama şunu unutmamak gerekir ki çalışmak hayatın bir parçasıdır hayatın kendisi değildir. benim söyleyeceklerim bu seferlik bu kadardı. Hayatta dengede kalabildiğiniz keyifli günler dilerim.
Anasayfa/
Eğitim ve Kariyer/oyunda kalmak
Yorum Yap