“Hayat çok zor. Dünya lanetli. Ama yaşamak için her zaman bir neden bulabilirsin.” 1997 yapımı olan Prenses Mononoke, insanlarla ormanın öfkeli Tanrıları arasındaki savaşı konu edinen Hayao Miyazaki’nin döneme damgasını vuran en iyi animelerinden biri. Miyazaki her detayı düşünmüş ve filmin her karesini büyük bir incelikle işlemiş. Demir üretiminin yükselişe geçtiği, insanların doğaya hükmedebileceklerini sandıkları bir dönem başarıyla yansıtılmış. Teknolojinin doğayı alt etmesinin sonuçlarının insanı felakete sürükleyeceği sembolik bir dille anlatılmış. Miyazaki, Prenses Mononoke ile nasıl bir film yapmak istediğini şu sözlerle dile getirir: “Yapmak istediğim şey, çok az insanın var olduğu, barajların olmadığı, ormanların sık olduğu, geniş dağları ve karanlık vadileriyle, temiz ve hızlı akan nehirleri, dar toprak yolları ve çok sayıda kuşların, hayvanların ve böceklerin olduğu, doğanın yüksek oranda kendi koruduğu zamanların Japonya’sının manzarasını canlandırmayı istiyorum. Böylece geleneksel dönem dramalarının ön yargılarına, geleneklerine bağlı olmadan karakterlerin daha özgür görünmesini amaçlıyorum. 21. yüzyılın kaotik dönemiyle yüzleşirken, burada bu filmi yaratma amacımın nedeni yatıyor. Tüm dünyanın sorunlarını çözmeye çalışmıyorum. İnsanlık ve öfkeli Tanrıların savaşında asla mutlu son olamaz. Nefretin ve katliamın ortasında bile olsa hayat yine de yaşamaya değer. Harika rastlantıların ve güzel şeylerin olması mümkün. Düşmanlığı tasvir edeceğim ama bu daha kıymetli bir şeyin olduğu gerçeğini göstermek için. Lanetin esaretini tasvir edeceğim kurtuluşun getirdiği sevinci göstermek için. Göstereceğim şey çocuğun kızı sonunda anlamaya başlaması ve kızın çocuğa kalbini açma süreci. En sonunda kız çocuğa belki şöyle der: “Seni seviyorum, Ashitaka. Ama insanları affedemem.” Çocuk gülümser ve der ki: “Önemli değil, benimle birlikte yaşamaz mısın?” İşte böyle bir film yapmak istiyorum.”
Prenses Mononoke
Lavinia
Yorum Yap